Tarım ve Orman Bakanlığı çölleşme haritalarına göre su sorununa karşı önlem alıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik, Türkiye’nin çölleşme haritalarına göre İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde su sorunuyla karşılaşacaklarını belirterek, şöyle konuştu: “Bu nedenle çölleşmeye yol açan bitkilerin üretimi Bu bölgelerde fazla su tüketilmemesi ve hayvancılıkla ilgili olarak fazla su tüketmeyen ırkların veya küçükbaş hayvanların yetiştirilmesi.” “İlgili projelerimiz var. Bunları bu yıl içerisinde hayata geçireceğiz.” söz konusu.
Çelik, DSİ 22. Bölge Müdürlüğü’nde düzenlenen “Tarımsal Üretim Planlama” toplantısında 2023 yılında Tarım Kanunu’nda değişiklik yapıldığını söyledi.
Üretimin ve üreticinin yüzyılı olarak belirledikleri bu yılda üreticiyi korumak amacıyla tarımsal üretim planlamasına gittiklerini belirten Çelik, “Önümüzdeki yıllarda ihracata dayalı bir üretim planlama yöntemine geçeceğiz. iklim değişikliğini de dikkate alarak, saha çalışmalarımızı 31 Mart’ta bitirip, devam edeceğiz.” “Üretim planlamasını tamamen planlayıp hayata geçireceğimizi düşünüyoruz.” dedi.
Çelik, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de su sorununun önemine dikkat çekerek, “Türkiye’nin çölleşme haritalarına göre İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde su sorunu yaşanacak. Dolayısıyla su sorunu yaşanacak” dedi. Fazla su tüketmeyen bitkilerin yetiştirilmesi ve hayvancılık nedeniyle o bölgelerde çok fazla su var.” “Tüketilemeyen ırklarla veya küçükbaş hayvanlarla ilgili projelerimiz var. Bunları bu yıl hayata geçireceğiz. Böylece Tarım ve Orman Bakanlığı olarak iklim değişikliğine hazırlıklı olmayı planlıyoruz.” dedi.
“Şap aşısını 3 kür yapmayı planlıyoruz”
Son dönemde Artvin’de görülen çiçek hastalığına ilişkin soru üzerine Çelik, hastalığın Türkiye’nin tamamı için tehdit oluşturmadığını belirtti.
Çelik şöyle devam etti:
“Gıda ve Denetim Genel Müdürlüğümüze bağlı arkadaşlarımız sürekli sahada. Şap hastalığıyla ilgili de bu tür söylentiler vardı. Bakanımızın açıklamasına göre iki kez yapılan şap aşısını da yapmayı planlıyoruz.” Ayrıca çiçek aşısı da veteriner arkadaşlarımız tarafından sahada sürekli olarak uygulanıyor. “Bu bir aşıdır. Tebligatlar bize ulaşır ulaşmaz tedbir alıyoruz ve Bakanlık olarak gerekli tedbirleri alıyoruz.”
Çelik, Karadeniz’e özgü Jersey cinsiyle yapılan çalışmalara ilişkin de şunları kaydetti:
“Jersey bizim için bu bölgede çok değerli. Jersey cinsi, Karadeniz Bölgesi’ndeki küçük yapısı ve fındık bahçelerinde yayılışı nedeniyle dünyada en yüksek süt yağı ve protein içeriğine sahip ırktır. Cinsiyete göre belirlenmiş spermayı ücretsiz olarak sağlıyoruz. Bu bölgede 8 ilde görev alıyoruz. Trabzon da buna dahil. 3 yıllık projemiz bitmesine rağmen Jersey ırkını daha da verimli hale getirmeye devam edeceğiz. Bakanlık olarak da destek vereceğiz. Bu bizi gururlandırıyor. özel şubenin ulaşamadığı yerlerde kamu imkanlarıyla yapılıyor. Dişi Jersey sayısını her geçen gün arttırıyoruz. Saf ırkı arttırıyoruz. Böylece elbette meşhur Trabzon tereyağının da çok işe yarayacağını düşünüyoruz. daha iyi kalite.”
“110’a yakın ülkeye su ürünleri ihracatı yapıyoruz”
Su Ürünleri ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz da su ürünleri sektörünün Türkiye’de çok canlı bir sektör olduğuna dikkat çekerek, “2000 yılından bu yana yüzde 750 büyüyen bir sektör. İhracatta yüzde 850 büyüme sağlandı. 110’a yakın ülkeye ihraç ediliyor.” “Su ürünleri ihracatı yapıyoruz. ???????Teknolojik ve gıda sağlığı açısından sürekli kendini yenileyebilen bir sektör.” dedi.
Karadeniz’in önemli bir konumda olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
“Karadeniz somonu bizim için gerçekten çok önemli. Karadeniz bizim için çok önemli bir lokasyon. Türkiye, Karadeniz’deki hamsilerin yüzde 90’ını alıyor. Bu bizim için hem stratejik hem de ekonomik bir ürün. Karadeniz somonu da Bizim için gerçekten çok değerli.Şu anda Batı Karadeniz ile Doğu Karadeniz arasında 2026 yılına kadar 300 bin ton civarında bir üretim potansiyelimiz var.Şu anda 75-80 bin ton civarında üretim yapıyoruz.Bunun çoğunu yurt dışına ihraç ediyoruz.Karadeniz Somon bir marka değeridir, gelecekte de bu devam edecek.”